İnsanları bir araya getiren ve bir arada tutan şeyler vardır hayatta. Bazen kan bağı, bazen gönül bağı. Aslına bakarsanız gönül birliği de denilebilir buna. Türkiye Uğur Böcekleri Projesi, daha doğrusu Türkiye Uğur Böcekleri Derneği benim hayatımdaki bu birlikteliklerden biri. Bu birlikteliği perçinleyen ise Uğur Böceklerinin ülkemizin dört bir yanında ve 385.000 kişiye verdiği Kendi Hayatının Lideri Ol seminerleri ve seminerlerde anlattığımız her coğrafya ve dönemde geçerli ilke ve değerlerimiz.
Bizler, yani Anadolu insanı yardım etmeyi severiz. Hem de karşılık beklemeden. Bu bizim genlerimizde var. Çok değil, tarihimize ve Kurtuluş Savaşı’na baktığımızda atalarımızın bunu dünyaya kanıtladığını görürüz. Esir ettiği düşmanına bile düşman gibi davranmayıp, bize yakışmaz diye yardım eden, yarasını saran, azığını paylaşan bir milletiz. Bu yüzden gururla anlatırız yurt sevgisini seminerlerimizde. Çünkü geçmişini bilmeyen ve ülkesini sevmeyenler gönülden savunamaz toprağını.
Seminerlerimizde girişimcilikten bahsederiz, ülkemizin geleceği için. Yoksa yerinde sayar bu ülke. Gelişmiş ülkelerle cephede karşı karşıya gelmiyoruz artık. Masalarda bilgi konuşuluyor. Ve biliyoruz ki başarılarını, yaratıcılıklarını anlattığımız daha nice Fatihler, Sinanlar çıkacak bu topraklardan.
Bir diğer değerimiz ise iş kalitesi. Mustafa Kemal Atatürk ne güzel söylemiştir, ”Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır” diye. Biz buna ister motivasyon diyelim, ister iş kalitesi ya da başka bir şey. Ama işimizi en iyi şekilde yapmak için sözün özüdür, başarının gereğidir.
Dürüstlük. Tek kelimedir ama çok zor bir iştir aslında. Gittiğimiz okullarda, yurtlarda anlatırız çocuklara “sakın ha taviz vermeyin dürüstlüğünüzden” diye. Güvenmenin giderek zorlaştığı bir dünyada biz gene de “aman siz dürüst olun, güvenilir olun” deriz.
Ve en önemli ilkemiz: hoşgörülü olmak. Belki de ülkeyi ayakta tutan, bizi birbirimize bağlayan şeydir bu. Asırlardır kardeşçe yaşadık bu topraklarda; din,dil, renk, ırk ayırımı yapmadan. Kötü söze tatlı dille cevap vererek. Aslında büyük bir ailenin fertleri olduğumuza inanarak ve bu ailenin bütün fertlerinin hatalarını görmezden gelerek, affederek…
Bir de bu kadar ilkeyi, değeri bir araya getirip omzunda heybesiyle il il, kasaba kasaba hatta köy köy dolaşıp yeniden yeşersin diye Anadolu’nun toprağına karış karış bilgi ve iyilik tohumları eken gönüllüler var, Uğur Böcekleri. Baş tacımız deriz onlara çünkü bu iki ilke ve üç değeri kendi hayatında taşımak anlatmaktan daha zordur. Çünkü öğrenci Böcekler harçlıklarından, çalışanlar mesaisinden, ailesinden hatta kendi çocuğuna ayırdığı vakitten fedakârlık ederler bu seminerleri vermek için. Günümüzde birçok şirket, vakıf ya da dernek kurumsal sosyal sorumluluk projeleri yapıyor. Hem ülkeye hem de kuruma katkısı olsun diye. Umarım sayısı artar. Ama Uğur Böceklerinin tek bir amacı var: Karşılık beklemeden iyilik yapmak. Belki de diğerlerinden ayıran yanı bu.
Yolumuza seminerlere ek olarak Küçük İyilik Fikirleri ile devam ediyoruz artık. Yedi yaşında da, yetmiş yaşında da çabalayan uğur böceklerimiz var. Şu an hayata geçirdiğimiz Küçük İyilik Fikirleri sayımız yüzü aştı. İnanıyorum ki bu sayı yakın bir gelecekte binleri bulacak ve ülkemizde özellikle yukardaki ilke ve değerlerin eksikliğinden kaynaklanan birçok yaraya deva olacak.
Almadan vermeyenlerin bize hep sorduğu “Siz kimsiniz, necisiniz arkadaş?” sorusuyla karşılaşmayan Uğur Böceği yoktur herhalde. Bu ve benzeri gibi birçok önyargıyı yıkmak için daha nice seminerler vereceğiz, nice iyilik fikirlerini hayata geçireceğiz. Bundan adım gibi eminim. Tüm Uğur Böceklerinin yolu açık olsun.
Dostlukla.
Sait İşseven – 2 Şubat 2018
One thought on “Siz Kimsiniz, Necisiniz Arkadaş?”